RSS

'hukukun üstünlüğü' ile etiketlenmiş blog yazıları

Zulmün Saltanatı Sürmez
İçinde yaşadığımız çağ, zaman zaman hukukun askıya alındığı, adaletin sesinin kısıldığı ve en temel insan haklarının hoyratça çiğnendiği karanlık dehlizlere sürüklenebiliyor. Gücü elinde tutanların, o gücü "koltuk sevdası" uğruna bir zulüm aracına dönüştürdüğü; yargıçların, savcıların ve güvenlik güçlerinin, hukukun üstünlüğü yerine kişisel veya zümresel çıkarlara hizmetkâr kılındığı dönemler, insanlık tarihinin maalesef tekerrür eden acı tecrübeleridir. Ancak unutulmamalıdır ki, her firavunun bir Musa'sı, her Nemrut'un bir İbrahim'i olmuş; hiçbir zulüm saltanatı ebediyete kadar sürmemiştir. Bu makale, bugün pervasızca adaletsizlik yapanlara, hukuksuzluğa çanak tutanlara ve bu zulme sessiz kalarak ortak olanlara, tarihin ve vicdanın değişmez bir uyarısıdır: Ektiğiniz rüzgar, fırtına olarak geri dönecek ve o gün, en çok siz, çocuklarınız ve torunlarınız adalete muhtaç kalacaksınız.
Sistemik Devrim
Toplumların ilerlemesinin önündeki en büyük engellerden biri, zamanın ruhunu yakalayamayan, hantallaşmış, şeffaflıktan uzak ve liyakat yerine sadakati ödüllendiren "köhnemiş kurumsal yapılardır". Bu yapılar, genellikle değişime direnen, kendi dar çıkarlarını korumaya odaklanmış ve gençlerin enerjisini, potansiyelini ve taleplerini görmezden gelen otoriteler tarafından yönetilir. Ancak gençlik, bu kökleşmiş sistemlere mahkum değildir. "Sistemik devrim", tam da bu noktada, gençlerin mevcut kurumları hem içeriden zorlayarak hem de dışarıdan meşru zeminlerde baskı kurarak, daha adil, daha katılımcı ve daha yenilikçi bir geleceğe doğru dönüştürme mücadelesi olarak başlar. "Kontrolü ele almak" ise bu dönüşümün bir sonucu olarak, kurumların gerçekten topluma ve geleceğe hizmet etmesini sağlamaktır.